Anasayfa / Vücut Estetiği / Meme Büyütme Ameliyatı
Meme büyültme ameliyatıyla ilgili özet bilgi:
Bu ameliyatla ilgili en sık sorulan 2 soru vardır:
"Silikon kanser yapar mı?" ve "İlerde bebeğimi emzirebilecekmiyim?" Öncelikle bu soruları cevaplayarak konuya başlamakta yarar olduğunu düşünüyoruz .
Silikon kanser yapmaz ve ilerde emzirmeyi engellemez!
Bu ameliyat oldukça geniş bir yelpazedir ve (1) hangi yoldan (2) ne tür bir protezin (3) hangi lokalizsayona konacağı hastayla yapılan görüşme ve muayene sonrası yine hastayla ortak olarak belirlenir.
(1) Protezin yerleştirilmesi için kullanılan 3 adet kesi yeri mevcuttur. Bunlar; meme alt çizgisi, meme başı yada koltuk altıdır.
(2) Yuvarlak yada damla şeklinde, içerisi tuzlu su yada cohesive jel dolu, düz yada pürtüklü yüzeyli protezler mevcuttur.
(3) Protez meme altı yada kas altı olmak üzere 2 ayrı lokalizasyona yerleştirilebilir.
Ameliyat sonrası eve dönülebilir yada gerekliyse 1 gece hastanede kalınabilir.
Ameliyat sonrası 3-4 gün içerisinde normal yaşama dönülür.
Ameliyat sonrası 1 ay kadar aşırı kol hareketlerinden kaçınılması önerilir.
Ayrıntılı bilgi ;
Meme Büyütme Ameliyatları İle İlgili Bilinmesi Gerekenler ;
Gelişimsel nedenlerle, kilo vermek veya doğum sonrası değişikliklerle göğüslerinin küçüklüğünden şikayetçi olan kişilere meme büyütme operasyonu yapılabilir.
Böyle bir istekle başvurulduğunda, tüm ayrıntıları ile bir ön görüşme ve muayene oldukça önemlidir. Beklentileriniz, size uygun nelerin yapılabileceği, değişik yöntemlerin avantaj ve dezavantajlarını detaylarıyla tartışmanız bu görüşmenin temel amacıdır.
Deri yapınız, mevcut meme dokunuzun durumu, meme başının şekli ve yerleşimi, göğüs kası ve gücü, yaşam ve sporla ilgili alışkanlıklarınız size uygun tekniğin belirlenmesinde önemlidir.
Ana hatları ile şunların konuşulması gereklidir:
Ne büyüklükte bir göğüs istediğiniz
Kullanılacak protezin cinsi ve biçimi
Hangi yolla yerleştirileceği
Meme bezinin arkasına veya göğüs kasının arkasına mı yerleştirileceği
Bu konular üzerinde, sırasıyla duracak olursak, göğsününüz büyüklüğünü; vücud yapınız, boyunuz, omuz ve göğüs genişliğiniz ve şüphesiz sizin beklentileriniz belirler. Vücud yapınıza göre size önerilecek alt ve üst limitler içinden sizin beklentilerinize uygun olan bir ölçü belirlenebilir. Burada bazı sınırların olduğu, bu sınırların zorlanmasının doğal olmayan bir sonuç ve ilerde sözü edilecek olan kapsül kontraktürü olasılığını arttıracağını belirtmekte yarar vardır.
Kullanılacak protez konusunda sizin muayene bulgularınızın önemi olmasına karşın günümüzde geçerli ve en yaygın kullanımı olan iki protezden söz edilebilir. Birincisi silikon jelle dolu protezler, ikincisi ise tuzlu su ile doldurulan protezler. Bu protezlerin her ikisinin de dış kabukları silikon içermekte olup içindeki hacmi oluşturan akışkan bölüm farklıdır. Her iki protez arasındaki farklar kabaca şöyledir: Silikon jelle dolu olan protezler, gorünüş ve kıvam olarak meme dokusuna daha yakın özellikte, buna karşın tuzlu sulu protezler ise daha seyreltik ve gevşek özelliktedir. Kas arkasına konulduğu zaman tuzlu sulu protezlerin bu dezavantajı kismen göğüs kası tarafından örtülür. Tuzlu su ile dolu bir protez tercih edilecek ise genellikle protezin meme bezi arkasına değil, göğüs kası arkasına yerleştirilmesini tercih etmekteyiz. Protezlerin genellikle kesici bir cisimle yaralanmaları dışında bütünlüklerinin bozulmadığına inanılır. Yapılan bazı çalışmalarda, tuzlu sulu protezlerin hacimlerinin %10 luk bir bölümünü ameliyattan sonraki 6 ay içinde kaybettiklerini ortaya koymuştur.
Protezin içeriği yanında, şekli de önceden belirlenebilir. Yuvarlak ve göz yaşı damlası şeklinde iki ayrı biçimde olan protezlerden hangisinin kullanılacağına göğüs yapısının şekli ve beklentilere göre karar verilir. Aralarında en temel fark yuvarlak proteze kıyasla göz yaşı damlası şeklindeki protezler göğsün üst yarısında daha az dolgunluk sağlarlar.
Protezin vücuda nasıl yerleştirileceği konusunda, 3 temel giriş yeri vardır. Literatürde, göbek deliğinden konulması ile ilgili bir yöntem tanımlanmakla birlikte, bu yöntem uygulama ve sonuçlar açısından kayda değer değildir. Meme altı çizgisi, meme başı ve koltuk altı olmak üzere 3 ana giriş noktasından hangisinin kullanılacağı size ait özelliklere göre ve her birinin avantaj ve dezavantajları belirtilerek kararlaştırılır.
Protezin nereye yerleştirileceği konusunda iki seçenek söz konusudur:
Meme bezinin arkası veya meme bezinin arkasında yer alan göğüs kasının arkası. Derinin çok ince olduğu ve meme bezinin çok yetersiz olduğu durumlarda, kas arkası, protezin örtülmesi için iyi bir seçenektir. Bunun yanında, göğüste hafif bir sarkma var ve bu ilave bir yöntem kullanılmadan sadece protez ile giderilmek isteniyorsa protezin meme bezinin arkasına konulması daha doğru bir tercihtir. Yoğun spor yapanlarda meme bezinin arkası , tuzlu su ile dolu bir protez seçilmişse kas arkası tercih edilir. Birden çok faktörün düşünülmesi gereken durumlar oldukça sıktır ve kararlar kişiye göre verilir.
Ameliyat Öncesi Hazırlık, Ameliyat Dönemi ve Sonrası
Ameliyata karar verildikten sonra yapılması gerekenler ana hatları ile şunlardır;
Ameliyat gününden yaklaşık bir hafta öncesinden itibaren aspirin ve aspirin içeren ilaçlar içilmemelidir.
Ameliyat saatinden 6 saat öncesinden aç kalınmalıdır.
Ameliyat öncesi gece veya sabahı bir duş alınmasında fayda vardır.
Ameliyat sonrasında giyilmek üzere rahat, önden açılabilir bir giysi bulundurulmalıdır.
Size ölçüleri verilen sporcu sütyeni alınmalı va yanınızda olmalıdır.
Düzenli kullandığınız ilaçlar varsa yanınızda olmalıdır.
Bu hazırlıklardan sonra size söylenen saatte hastaneye gelmeniz ve ameliyat öncesi kan tahlilleri ve anestezi muayenesi olmanız gerekir. Ameliyattan hemen önce odanızda son bir planlama ve çizim yapılması gerekmektedir. Aynı zamanda, sadece göğüs planını değişik açılardan içeren ( yüzünüzün görünmediği) resimler çekilerek ameliyat sonrası sonuçlarla kıyaslanmak üzere dosyanıza konulacaktır.
Ameliyat genel anestezi şartlarında yapılır. Uyandığınızda, göğsünüzün üzerinde hafif bir pansuman ve sütyen yer alacaktır. Ameliyat sırasında, protezin yerleştirileceği cepte oluşabilecek hafif sızıntıları dışarı alarak oluşabilecek komplikasyonları bertaraf etmek amacıyla dren denilen vakumlu bir cihaz kullanılmaktadır. Bu cihaz genellikle 24- 48 saat sonra çıkarılmakta olup tümüyle size ekstra güvenlik sağlayan bir uygulamadır.
Hastanede kalış süreniz bir gündür. Sabah yapılan ameliyatlarda aynı gün taburcu olunabilir.
Ameliyat sonrası ilk 2 gün ödemin en yoğun olduğu dönemdir. Bu dönemin dinlenerek geçirilmesinde yarar vardır. Bu dönemde kol hareketlerinin kısıtlanması, ağrının az olmasına yardımcıdır. Üçüncü günden itibaren ödem azalmaya başlar, hareketler kolaylaşır ve günlük yaşama dönülür.
Ameliyat sonrası dönemde 5 gün boyunca antibiotik ve gerektikçe aspirin içermeyen bir ağrı kesici kullanılır.
Ameliyat sonrası 3 ila 4. gün göğsü çevreleyen bantlar açılır ve sadece kesi yerinde mevcut ince bir bantla duş yapmaya izin verilir. Bu bant ve alınması gereken dikiş kullanılmışsa 12 ila 14. günde alınır. Bu dönemde günde 100 mg E vitamini ve tarif edilen masaj kullanılır.
Ağır sportif aktivitelere 3. haftadan önce başlamamalıdır.
Komplikasyonlar ve Sıkça Sorulan Sorular
Her ameliyatın,anestezi komplikasyonu dahil olmak üzere değişik komplikasyonları vardır. Özellikle, estetik girişimlerde bu komplikasyonları en az düzeye indirmek için maksimum çaba gösterilir. Çünkü, bu ameliyatlar zorunlu ameliyatlar değildir, hayat kalitesini ve insanın beden imajını iyileştirmeyi hedefleyen ameliyatlardır. Bu nedenle, her konuda azami dikkat, özen ve seçicilik temel felsefemizdir. Ameliyat öncesi yapılan tetkiklere, göğüste bir kitle saptanmışsa her yaşta, saptanmamışsa 40 yaş üzerindeki her protez adayında mamografi dahil edilir. Kan sayımı ve pıhtılaşma ile ilgili tetkikler her durumda yapılır ve bunlar anestezi muayenesi ile tamamlanır.
Enfeksiyon olasılığına karşı sterilizasyon ve koruyucu antibiotik uygulaması en üst düzeyde uygulanır.
Kanama konusunda, pıhtılaşma ile ilgili kontroller dışında, operasyon sırasında titiz bir kanama kontrolü yapılır ve güvenlik için dren kullanılır.
Yukarıda sayılan ve her ameliyatta karşılaşılabilecek komplikasyonlara ek olarak meme büyütme ameliyatlarına özgü durumlarda vardır:
Bütün prensiplere uyulmasına rağmen %3 - 5 olasılıkla Kapsül kontraktürü denilen ve proteze vücudun aşırı bir tepki vermesi diyebileceğimiz bir durum görülebilir. Bu göğsün sertleşmesine, doğal durmamasına ve kısmen ağrıya yol açabilir. Bu durumda kapsülün gevşetilmesi veya protezin değiştirilmesi/ çıkarılması söz konusu olabilir. Bu, oldukça düşük bir olasılıktır ve olursa genellikle ilk 6 ay içinde görülür.
Meme ucunda uyuşukluk nadiren görülebilir. Çok büyük oranda geçicidir, fakat %5 oranda kalıcı uyuşukluklar bildirilmiştir.
Meme protezi olan kişilerin gebe kalmasına veya süt vermelerine engel bir durum yoktur, fakat ameliyat sonrası doku iyileşmesi devam ettiği için ilk 6 ay gebe kalınması önerilmez. Meme protezi olanlarda gebelik ve doğum sonrası seyir ve göğüslerde oluşabilecek şekil değişikliklerini önceden kestirmek imkansızdır. Protez ne oluşabilecek deformiteye katkıda bulunur ne de önleyici bir etkisi vardır.
Sonuç olarak, meme protezi küçük göğüslerin büyütülmesinde etkili , dramatik bir yöntemdir. Kullanılan malzemeler tıpta uzun yıllardır kullanılan , vücudla uyumluluğu birçok alanda kanıtlanmış ürünlerdir. Gene de, vücuda bir eksikliği gidermek için bir yabancı cisim konulduğu bilinmeli ve az da olsa çıkabilecek olan ve yukarıda belirtilen sorunlara karşı hazırlıklı olunmalıdır.
Ameliyat sonunda, kullanılan teknik ve detayları hakkında bir epikriz size verilecektir, bunu saklamanız yararlı olur. Bu bilgi formu dışında soracaklarınız için İPEG doktorlarıyla doğrudan bağlantı kurabilirsiniz. Estetik hem sanatsal hem bilimsel bir konudur ve insanın güzelliği yanında sağlığını korumayı esas alır.
Bu Site Medicom Tarafından Hazırlanmıştır.